Büyük bir gurur ve heyecanla kutladığımız 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi necip milletimizin bağımsızlık ve egemenlik ruhunun ibret verici kahramanlık destanıdır. 105. Yıldönümünde Milletimiz için son derece ehemmiyet arz eden bugünü, aynı zamanda Şehitleri Anma Günü olarak idrak etmekteyiz.
Çanakkale, istiklal ve istikbalimiz konusundaki azim ve kararlılığımızın, iman gücünün, fedakârlıkların, zalimlere karşı bir kez daha canla, kanla var olma mücadelesi mührünün vurulduğu, ve bunun tarihe kazındığı yerdir.
Aziz milletimizin bağımsız yaşama konusundaki tavizsiz tercihinin izlerini: Çanakkale’nin derin sularında, Conkbayırı ve Anafartalar’ın siperlerinde, kefensiz yatanların destansı mücadelesinde görmek mümkündür.
Bunun için vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale’de savaşan kahramanları Bedr’in arslanlarına yakın görmüş, mezar taşı olarak da Kâbe’yi layık görmüştür. Bu toprak için “ toprağa düşen yiğitler, dünyayı kendilerine hayran bırakan mücadeleleriyle “ Çanakkale Geçilmez “ sözünü, sözün ardındaki inancı, kararlılığı ve cesareti tarihe kanlarıyla yazdırmışlardır.
Bilinmelidir ki, bu vatanı korumanın bedelini kanıyla ve canıyla ödeyen bu millet, bundan sonra da aynı şuurla her türlü saldırıyı geri püskürtecek, hayata geçirilmek istenen her türlü kirli oyunu “ Çanakkale Ruhu “ ile birlik ve beraberlik içinde hareket ederek bozacak güce sahiptir. Nitekim 15 Temmuz gecesi yaşananlar bu şuur ve iradenin hala canlı ve diri olduğunun en büyük göstergesidir.
Bu duygu ve düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 105. Yıldönümünde, gösterdikleri eşsiz mücadelenin idraki ile , başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, ebediyete göç eden tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyor, en kalbi şükranlarımı sunuyorum.